ANTİSEMİTİZM {3}

Sara YANAROCAKGeçtiğimiz günlerde Gözlem Kitabevi tarafından yayın hayatına kazandırılan ‘Talmud nedir?` kitabının Türkçe çevirmeni olan şair, yazar, çevirmen Estreya Seval Vali ile bu çerçevede sizler için söyleştik

Kavram
9 Ocak 2008 Çarşamba

Yusuf BESALEL

Örneğin 1995’te Cenevre’de verdiği bir konferansta Türkiye’nin Büyükelçisi Gündüz Aktan, ırkçılığın ve antisemitizmin tarihteki gelişimini ve nedenlerini anlatırken, bu konuda kendisi bir uzman olmadığı halde şu ilginç yorumu yapmıştır: "Yahudiler, her ne zaman yaşadıkları toplumlara daha kolay uyum sağlamak için asimilasyona izin verdilerse, bu dönemde baskı ve aşağılama ile karşılaşmışlardır…"
Yahudiler yeryüzünde önemli bir misyon üstlenmişlerdir, onun için maddi ve manevi yüksek bir performans göstermek mecburiyetindedirler. Bu yüksek standartlardan ufak sapmaar dahi antisemitizmin dişlerini göstermesine neden olur: "…ve gözleri açasın; mahpusları zindan ve karanlıkta oturanları hapisaneden çıkarasın diye seni kavma ahit, Milletlere ısık olarak vereceğim." (Tevrat, İşaya, 42:7) "Ey İsrailoğulları, size verdiğim nimeti ve sizi alemlere üstün kıldığımı hatırlayın." (Kuran-ı Kerim, Bakara Süresi, Ayet: 47). Tevrat’ta bahsi geçen İsrailoğulları’nın seçilmişliği veya Kuran’da söz edilen üstünlüğü, aslında bu halka Tanrı’nın vermiş olduğu büyük bir sorumluluğun sağladığı şerefin ifadesidir. Yahudiler, bu göreve layık olmayan bir manevi tutum izlerlerse bunun sonu hüsrandır: "Fakat vaki olacak ki bugün sana emretmekte olduğum Tanrı’n Rab’bin bütün emirlerini ve kanunlarını tutup yapmak üzere O’nun sözünü dinlemezsen…. (Tesniye, 28:15): Rab seni düşmanlarının önünde kırdıracak (Tesniye, 28:25)… Ve Rab’bin seni süreceği bütün Kavimler arasında şaşılacak bir şey, mesel ve eğlence olacaksın." (Tesniye, 28:37) Keza Kuran-ı Kerim’de de, örneğin Bakara Suresi’nde birçok ayet İsrailoğulları’nın Tanrı’ya karşı itaatsizliğini eleştirir…
Bu durumda antisemitik tutumlarıyla Yahudiler’i tarih boyunca taciz eden milletler, aslında dürtüsel bir şekilde Yahudiler’i yetersiz manevi davranışları nedeniyle cezalandıran enstrümanlar olmuştur, çoğu tarih sahnesinden kaybolmuş fakat savunma durumunda kalan Yahudiler biraraya gelerek yok olmamışlar ve antisemitizm de adeta Yahudiliği bir arada tutan bir çimento olmuştur. Bu sayede de Yahudiler birçok alanda insanlığa örnek olmayı sürdürmüşlerdir.
Özellikle son iki asırdan beri Yahudiler, siyasi, bilimsel, sanatsal, iktisadi, vb. birçok alanda sayısız kişiler yetiştirmişler ve toplam dünya nüfusları 12 milyon olmakla beraber, Nobellerin yaklaşık %20’sini kazanmışlardır. {Bak: Yazarın "Ünlü Yahudiler" (Gözlem, 2005) adlı eseri} Fakat bu yeterli değildir. Yahudiler öncelikle kendi aralarında barışık olarak dünyaya örnek olmalıdır. Din bilgeleri, I. Bet-Amikdaş’ın yıkılma nedenini putataparlık günahına, II. Bet-Amikdaş’ın yıkılma nedenini de sebepsiz nefrete bağlamışlardır. Günümzde de bu durumun devam etmediği söylenemez. Örneğin İsrail’de laikler ve dinciler arasındaki sürtüşme bitmemektedir. Öte yandan İsrail kuruluşundan beri huzur yüzü görmemekte, üstelik son yıllarda yalnız İslam aleminde değil Hıristiyan aleminde de giderek yükselen bir Yahudi düşmanlığı oluşmaktadır.
Sonuç olarak Yahudilik kadar eski olan antisemitizm Yahudilik’ten soyutlanamayan bir olgudur ve onun bugüne dek varlığını sürdürmesinin de bir nedenidir. Antisemitizmin dozu Yahudiler’in Tanrı’nın Tevrat’ta yazılı buyruklarına ne ölçüde uydukları ile orantılıdır ve bu Yahudilik tarihi boyunca saptanabilir. Keza asimilasyonunun artışı de antisemitizmi körükler ve bu kuram da gene tarihsel boyutta kanıtlanmıştır…

Kaynakça: "Yahudilik Ansiklopedisi",
Cilt I, II, III
Yusuf Besalel